1950’lerin başında hayata geçen bu muazzam uçan gemi projesi, savaş öncesi dönemin göz alıcı ticari gemilerinin devamı olarak tasarlandı.
İngiltere’nin Southampton ile ABD’nin New York şehirleri arasında tek seferde 100’e kadar yolcu taşıyarak transatlantik rotalarda hizmet verme hayali, geniş iç mekânları ve modern tasarımıyla havacılık dünyasına yeni bir soluk getirmeye adaydı.
Ancak devasa boyutları ve lüks donanımıyla öne çıkan Princess’ın yükselişi, jet uçaklarının hızla yayılması ve gemilere olan talebin azalması karşısında zorlu bir mücadeleyle karşılaştı ve bu ilgi çekici projeyi hiç canlı göremedik.
“Gemi de uçar mı hiç canım!” demeden önce ön yargılarınızı kıralım.
Zamanın ruhunu yansıtan bu uçan gemi, hem değişen havacılık dinamiğinin bir yansıması olurken hem de insanları kendine âdeta hayran bıraktı. Saunders-Roe Princess adını taşıyan bu proje, Wight Adası’ndaki Cowes tesislerinde geliştirilen bir İngiliz uçağıydı. Tamamı metal olmasıyla şimdiye kadar yapılmış en büyük uçan gemiydi.
Bu gemi, savaş öncesi ticari gemilerin lüks bir halefi olarak tasarlandı. İçerisinde 100’e kadar yolcu taşıma kapasitesi bulunuyordu. Ayrıca yapımında, yeni geliştirilen turboprop teknolojisi ve Bristol Proteus motoru tercih edilse de motorunun geliştirilmesinde birtakım zorluklar yaşandı. Bu da projede önemli gecikmelerin yaşanmasını kaçınılmaz kıldı.
Princess, 22 Ağustos 1952’de gerçekleştirdiği ilk uçuşuyla dikkatleri üzerine toplamıştı.
1952 ile 1954 yılları arasında toplam 47 test uçuşu yapıldı, bu süreçte Farnborough Airshow’da iki halka açık gösteri de gerçekleştirildi. Bu projenin başlangıcında geliştirme sözleşmesi altında yürütülen çalışmalar, İngiliz bayraklı taşıyıcı BOAC ile uçak için bir sözleşme yapılmasını amaçlıyordu.
Ancak BOAC, daha sonra karasal rotalara odaklanarak jet motorlu De Havilland Comet’i tercih etti. Bu tercih, uçan gemi döneminin sonunu getirmişti. Princess’ın tamamlanmasından önce de sözleşme fiilen sona ermiş oldu.
Projenin iptali, Sanders-Roe için bir felaketti. Çünkü üç prototip üretilmişti ve bundan sonra başka bir alıcı bulmak, böyle bir proje için çok zordu.
Peki bu muazzam projenin özellikleri neydi? Biraz yakından bakalım.
- Mürettebat: 2 pilot, 2 uçuş mühendisi, telsiz operatörü ve navigatör
- Kapasite: 105 yolcu / 62.142,2 kg tek kullanımlık yük
- Uzunluk: 45 m
- Kanat açıklığı: 66,90 m (şamandıralar geri çekilmişken), 63,86 m (şamandıralar uzatılmışken)
- Yükseklik: 16,99 m
- Kanat alanı: 466,3 m²
- Boş ağırlık: 86.183 kg
- Brüt ağırlık: 149.685 kg
- Maksimum kalkış ağırlığı: 156.501 kg
- Yakıt kapasitesi: Dört entegre iç kanat tankında 53 litre
- Güç ünitesi: 4 × Bristol Bağlantılı-Proteus 610 turboprop, her biri 3.700 kW + deniz seviyesinde 10.000 rpm’de 7,38 kn itme kuvveti
- Pervaneler: 4 kanatlı de havilland sabit hızlı, çabuk tüylenen duralumin pervaneleri. 5,03 m çap
- Maksimum hız: 11.000 metrede 610 km/s, 330 kn
- Seyir hızı: 900 metrede 580 km/s, 310 kn
- Menzil: 9.210 km, 4.970 nm
- Dayanıklılık: 15 saat
- Tırmanma hızı: Deniz seviyesinde 296 km/s, 160 kn hızda 9,7 m/s
Bu eşsiz özelliklere sahip dev uçan gemi, tarihin tozlu sayfalarına karıştı.
Gemilerle ilgili diğer içeriklerimiz: